Hakan Fidan'a Yapılan Tartışmalı Saldırı: Diplomasız Eleştirinin Perde Arkası
Hakan Fidan'a belgesiz eleştiri: Diplomatik kriz mi?

Son günlerde siyasi gündemi sarsan bir tartışma, eski büyükelçi Namık Tan'ın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'a yönelttiği iddialarla alevlendi. Tan'ın, Fidan'ın akademik geçmişine dair resmi belgeleri hiçe sayarak yaptığı açıklamalar, adeta bir fırtına koparıyor.

Kimilerine göre bu, siyasi bir hesaplaşmanın yeni perdesi. Kimileriyse "belgesiz atışmanın" vardığı boyutu sorguluyor. Peki, gerçekten de ortada belge yok mu? Yoksa işler göründüğünden daha mı karışık?

Belge Var, Ama Gören Yok!

Şaşırtıcı olan şu: Fidan'ın diploması, yıllardır resmi kayıtlarda mevcut. Üstelik defalarca teyit edildi. Ancak Tan, bu belgeleri görmezden gelerek, "belgesiz" iddialarını sürdürüyor. Sanki bir siyasi polemik için gerçekleri esnetiyor gibi...

Oysa Ankara'nın koridorlarında fısıldaşanlar başka şeyler söylüyor: "Bu, kişisel bir husumetin gölgesinde yürütülen bir karalama kampanyası." Gerçekten öyle mi? Kim bilir...

Siyasetin Karanlık Sularında Yüzen İddialar

İşin ilginci, Tan'ın bu açıklamaları yaparken hangi verilere dayandığı belli değil. Resmi kayıtlara rağmen, "belge yok" demek, biraz fazla iddialı değil mi? Siyasi rakiplerin birbirine attığı çamurların arasında, gerçekler kaybolup gidiyor.

Bir de şu var: Diplomatik çevrelerde Tan'ın bu çıkışı, "eski bir büyükelçiden beklenmeyecek bir tavır" olarak yorumlanıyor. Yılların tecrübesi, böylesine mesnetsiz bir eleştiriye nasıl kurban edilir?

Sonuç olarak, bu tartışma sadece iki ismin değil, Türk siyasetinin genel fotoğrafını da yansıtıyor. Belgeler ortadayken, gerçeklerin nasıl çarpıtılabildiğini gösteren ibretlik bir örnek...