
Meclis'in o heyecanlı koridorlarında dolaşan dedikodulara inanacak olursanız, AK Partililerle muhalefet arasında gizli pazarlıklar dönüyormuş. Aman Allah'ım! Nereden çıkıyor bu hikayeler? Numan Kurtulmuş, dün akşamüstü komisyon toplantısında tam da bu konuya parmak bastı. Öyle bir bastı ki, artık kimsenin kuşkusu kalmasın.
Şöyle bir düşünün: Dört saat süren -evet, tam dört saat- komisyon toplantısında herkes bekliyordu. Acaba bugün ne olacak? Gerilim mi yaşanacak, uzlaşma mı çıkacak? Kurtulmuş'un ağzından çıkacak her kelime merakla takip ediliyordu.
İddialara Sert Yanıt
"Biz" diyor Kurtulmuş, sesinde hafif bir titremeyle, "hiç kimseyle gizli kapaklı pazarlıklar yapmadık. Böyle bir şey söz konusu dahi olamaz." Masaya yumruğunu vurmasa da, kelimeleri o kadar net ve keskin ki, odadaki herkes donup kalıyor.
Aslında bu pazarlık iddiaları siyaset koridorlarında haftalardır dolaşıyor. Kimileri "şu madde için anlaştılar" diyor, kimileri "şurada taviz verdiler" diye fısıldaşıyor. Kurtulmuş'un bu konuşması işte tüm bu fısıltılara adeta tokat gibi bir cevap niteliğinde.
Komisyonda Gerilim Yükseliyor
Toplantıda anayasa değişiklik maddeleri tek tek görüşülürken, muhalefet tarafından gelen eleştirilere Kurtulmuş'un verdiği yanıtlar oldukça dikkat çekici. "Biz" diye devam ediyor, "ülkemizin geleceği için çalışıyoruz, pazarlık için değil."
O sırada salondaki bir milletvekilinin kaşlarını çattığını görüyorsunuz. Bir diğeri not alıyor. Ortam gerçekten gergin. Kimse kılını kıpırdatmıyor. Kurtulmuş konuştukça, odadaki hava iyice ağırlaşıyor.
Peki ya sonra? Sonrası malum. Toplantı bittiğinde herkes dağılıyor ama akıllarda Kurtulmuş'un o keskin çıkışı kalıyor. Meclis'in o bildik koridorlarında yeni bir fısıltı başlıyor: "Demek ki pazarlık falan yokmuş."
Bu arada, insan düşünmeden edemiyor: Acaba bu kadar sert çıkış neden şimdi? Daha önce niye böyle bir açıklama yapılmadı? Belki de muhalefetin son zamanlardaki artan eleştirilerine bir cevap vermek gerekiyordu. Kim bilir...
Kurtulmuş'un sözleri aslında şunu gösteriyor: Siyasette her söylenene inanmamak lazım. Bazen gerçekler, söylentilerin çok daha ötesinde olabiliyor.