Politik arenada sıcak bir temas yaşandı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, adeta bir nezaket fırtınası estirerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer parti genel başkanlarıyla telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde, parlamentodaki işbirliği ve demokratik süreçlere katkılarından dolayı samimi teşekkürlerini iletti.
Kurtulmuş'un bu jesti, Ankara'nın sıcak yaz günlerine denk geldi. Sanki havadaki elektriği alır gibi, siyasi iklimde de bir yumuşama hissettirdi. Telefonların her biri, adeta birer barış çınarı gibiydi - kökleri derinlerde, dalları geleceğe uzanıyor.
Samimiyetin Sesi
Görüşmelerde ne mi konuşuldu? Kimse tam olarak bilmiyor ama şunu söyleyebiliriz: Resmiyetin soğuk duvarları arasında insani bir sıcaklık vardı. Belki de Türk siyasetinin unuttuğu bir şeydi bu - samimiyetin gücü.
TBMM Başkanı'nın bu hareketi, bazılarına göre sıradan bir protokol gereği olabilir. Ancak şu sıralar her şeyin çok hızlı aktığı bir dönemde, durup bir 'teşekkür' demek aslında büyük bir şey. Hele ki siyaset gibi keskin bıçakların dolaştığı bir alanda...
Ankara'nın Siyasi Havası
Başkentte bugünlerde ilginç rüzgarlar esiyor. Siyasi çevreler, bu telefon trafiğini farklı yorumluyor. Kimi 'olağan bir nezaket' diye geçiştirirken, kimi de 'önemli bir mesaj' olarak okuyor. Doğrusu, her iki taraf da haklı olabilir - siyaset bazen aynı anda hem basit hem de derin olabiliyor.
Şu kesin ki: Numan Kurtulmuş, Türk siyasetinin o karmaşık labirentinde, belki de küçük ama anlamlı bir adım attı. Telefonun ucundaki her isim, ülkenin farklı renklerini temsil ediyordu. Ve bu renklerin hepsine aynı saygıyla yaklaşmak... İşte gerçek liderlik belki de budur.
