
Tam 953 yıl önce bugünlerde, Alparslan'ın muhteşem ordusu Malazgirt'te destan yazdı. İnanılması güç bir strateji ve iman gücüyle… Ve sadece 102 yıl önce, Kocatepe'den yükselen bir volkan gibi Büyük Taarruz başladı. İşte bu iki tarihi dönüm noktası, bugünkü Türkiye'nin temelini atan şanlı sayfalardır.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bu muazzam zaferleri andı. Mesajında, "Milletimizin tarih boyunca gösterdiği birlik ve beraberlik ruhu, bizler için en büyük ilham kaynağıdır" ifadelerine yer verdi. Gerçekten de öyle değil mi? Tarih, zorlu zamanlarda kenetlenen Türk milletinin neler başarabileceğinin kanıtlarıyla dolu.
Geçmişten Günümüze Bir Köprü
Yılmaz'ın mesajı sadece bir anma metni değil, adeta geçmişle gelecek arasında kurulan sağlam bir köprü gibiydi. Şöyle dedi: "Bu zaferler, sadece tarihi olaylar değil, aynı zamanda milletimizin karakterini ve azmini yansıtan birer aynadır." Kesinlikle katılmamak elde değil. Malazgirt'teki savaş çığlıkları ile Dumlupınar'daki top sesleri, aslında aynı milletin özgürlük tutkusunun yankılarıydı.
Peki ya bugün? Bu ruhu yaşatmak için neler yapıyoruz? Yılmaz'ın da vurguladığı gibi, şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetine sahip çıkmak hepimizin ortak görevi. Onlar olmasaydı, bugün bu topraklarda özgürce nefes alamazdık.
Törenler ve Anma Etkinlikleri
Malazgirt Zaferi'nin 953. yıldönümü için Muş'ta, Büyük Taarruz'un 102. yıldönümü için Kütahya'da resmi törenler düzenlenecek. Devlet erkanı, askeri yetkililer ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşecek bu anma etkinlikleri, tarihimize saygının bir ifadesi olacak.
Yılmaz'ın mesajının belki de en çarpıcı yanı, şu cümlelerde saklıydı: "Tarihimizden aldığımız güçle, ülkemizi daha müreffeh yarınlara taşımak için çalışmaya devam edeceğiz." Bu sadece bir siyasi söylem değil, aynı zamanda kolektif bir taahhüt gibi geldi kulaklara.
Sonuç olarak? Tarih ders almak içindir. Malazgirt'te kazanılan zafer ve Büyük Taarruz'un destansı hikayesi, bize dayanışmanın, inancın ve vatan sevgisinin neleri başarabileceğini hatırlatıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın bu anlamlı mesajı da tam olarak bu ruhu yansıtıyor.