
Ankara'da dün akşam saatlerinde yaşanan olay, adeta bir gerilim filmini andırıyordu. FETÖ davasından hükümlü eski emniyet müdürü M.A., tam 8 yıldır kayıplara karışmıştı. Ama sonunda, sahte kimliğine rağmen, kolluk kuvvetlerinin dikkatinden kaçamadı.
Olay, Çankaya ilçesinin kalabalık caddelerinden birinde gerçekleşti. M.A., üzerine uydurma bir isimle düzenlenmiş kimlik kartıyla dolaşırken, emniyet ekiplerinin dikkatini çekmeyi başardı. Şüphe üzerine yapılan kimlik kontrolü, her şeyi ortaya çıkardı.
Aslında, adamın üzerindeki sahte belgeler o kadar inandırıcıydı ki, ilk bakışta gerçek sanılabilirdi. Ama emniyet ekipleri, detaylardaki tutarsızlıkları fark etmekte gecikmedi. Kimlikteki fotoğraf ile şahsın yüz hatları arasındaki ufak farklar, şüphe uyandırmaya yetmişti.
Operasyonun Perde Arkası
Yapılan derinlemesine inceleme sonucunda, M.A.'nın FETÖ terör örgütüyle bağlantılı olduğu ve 2016 yılında hüküm giydiği anlaşıldı. Mahkeme sürecinden sonra firar ettiği belirlenen şahsın, o günden beri çeşitli sahte kimliklerle hayatını sürdürdüğü ortaya çıktı.
Emniyet yetkilileri, konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, "Yürütülen teknik ve fiziki takip sonucunda şüphelinin yakalandığını" belirtti. Ayrıca, "örgütle bağlantılı diğer şahıslara yönelik operasyonların da sürdüğü" ifade edildi.
M.A.'nın, gözaltına alındıktan sonra savcılık tarafından ifadesinin alındığı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklama talebinin değerlendirildiği öğrenildi. Firari eski emniyet müdürü, nihayet adaletin pençesine düşmüş oldu.
Peki Ya Sonrası?
Bu tür olaylar, aslında hepimizi düşündürmeli. Bir zamanlar devlet kademelerinde önemli görevler üstlenen kişilerin, nasıl olup da bu yollara sapabildiğini anlamak gerçekten zor. Ülke güvenliği için büyük risk oluşturan bu durum, emniyet teşkilatımızın ne kadar dikkatli ve kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Sonuç olarak, M.A.'nın yakalanması, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığının bir göstergesi. Umarım, bu olay diğer firariler için de bir uyarı niteliği taşır.