
Bugün, adeta tarihin sayfalarından fışkıran bir kararlılıkla yeniden haykırdık: Bu topraklar bizim, her karışıyla, her taşıyla. Ve inanın, kimsenin bunda en ufak bir şüphesi olmasın - asla, ama asla terk etmeyeceğiz.
Öyle sıradan bir açıklama değildi bu. Sanki yüzyılların birikimi, dedelerimizin yeminleri, şehitlerimizin son nefesleriydi kelimelere dökülen. Duyguydu, inançtı, tarihin ta kendisiydi.
Tarihin Akışını Değiştiren Sözler
Peki ne demişti liderlerimiz? Kısaca özetlemek gerekirse - ki kelimeler asla yeterli olmayacak - toprak bütünlüğümüz söz konusu olduğunda geri adımın sıfır olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ilan ettiler. Adeta 'Buraya kadarmış' dercesine...
Ve işte o çarpıcı cümleler: "Milletimizle birlikte, vatanımızın bölünmez bütünlüğü uğruna her şeyi yapmaya hazırız." Sanki tarihin sayfalarına kazınacak türden.
Peki Ya Sonra? İşte Beklentiler
Bu açıklamaların ardından herkesin aklında aynı soru: Şimdi ne olacak? Diplomasi masalarında neler konuşulacak? Uluslararası arenada nasıl yankı bulacak?
Şahsen düşünüyorum da - ki yanılıyor olabilirim - bu tür hamleler her zaman kritik önem taşır. Adeta satranç tahtasında yapılan bir şah hamlesi gibi. Bekleyip göreceğiz.
Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Halkın desteği inanılmaz düzeyde. Sosyal medyada trend olan hashtag'ler, sokak röportajlarındaki vatandaş görüşleri... Hepsi aynı kararlılığı yansıtıyor.
Tarihin Derinliklerinden Gelen Bir Ses
Aslında bu durup düşünmemiz gereken bir konu. Tarih boyunca kaç kez aynı şeyi söyledik? Kaç kez aynı yeminleri ettik? Ve her seferinde dimdik ayaktayız.
Belki de bazıları anlamak istemiyor - ya da anlamazdan geliyor - bu toprakların bizim için ne ifade ettiğini. Sadece toprak parçası değil, her karışında şehit kanı var, tarih var, kimlik var.
Neyse, fazla duygusallaşmayalım. Sonuçta gerçekler her zaman duygulardan daha ağır basar.
Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Bu açıklamalar uluslararası arenada nasıl karşılanacak? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın.