Uluslararası Adalet Divanı'nın o kritik kararı açıklandıktan sonra, Ankara'dan gelen ses her şeyi netleştirdi sanki. Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı o açıklama, İsrail'in Filistin topraklarındaki faaliyetlerinin uluslararası hukuku nasıl hiçe saydığını belgeledi adeta.
Ve işte o karar... Tarihi mi dersiniz, yoksa beklenen mi? Aslında her ikisi de. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığının hukuki sonuçlarına dair kapsamlı bir görüş yayınladı. Bu görüş, İsrail'in uzun yıllardır sürdürdüğü politikaların uluslararası hukuka aykırı olduğunu resmen teyit etti.
Hukukun Üstünlüğüne Vurgu
Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasındaki şu cümleler her şeyi özetliyordu: "Divan'ın görüşü, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu açıkça ortaya koymuştur." Bu ifadeler, Türkiye'nin Filistin davasına verdiği desteğin de bir göstergesiydi aslında.
Peki bu karar ne anlama geliyor? İşte tam bu noktada işler ilginçleşiyor. Divan'ın görüşü sadece hukuki bir metin değil, aynı zamanda uluslararası topluma yapılmış bir çağrı. İsrail'in -evet, doğru duydunuz- yerleşim politikaları, doğal kaynakların sömürülmesi ve insan hakları ihlalleri artık uluslararası hukuk nezdinde meşruiyetini kaybetmiş durumda.
Gazze ve Batı Şeria Gerçeği
Gazze... O küçücük toprak parçasında yaşananlar insanlık dramından başka ne olabilir ki? Divan'ın görüşü özellikle Gazze ve Batı Şeria'daki insani duruma dikkat çekiyor. İsrail'in bu bölgelerdeki uygulamaları, uluslararası insancıl hukukun en temel prensiplerini hiçe saymakta.
Ve şu unutulmamalı: Bu karar sadece bugünü değil, yarını da etkileyecek. Uluslararası toplum artık daha net bir pozisyon almak zorunda. Türkiye'nin de vurguladığı gibi, bu görüş Filistin halkının haklarının korunması için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
Sonuç olarak, Uluslararası Adalet Divanı'nın bu tarihi kararı ve Türkiye'nin bu karara verdiği destek, uluslararası hukukun üstünlüğüne olan inancın bir ifadesi. İsrail'in uzun yıllardır sürdürdüğü politikalar artık hukuki dayanaktan yoksun. Ve Türkiye, haklı davasında Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini bir kez daha gösterdi.
