Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) uluslararası hukuku hiçe sayan tek yanlı kararlarına sert bir tepkiyle karşılık verdi. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, GKRY'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili aldığı iddia edilen kararların hukuki bir geçerliliği olmadığı vurgulandı.
Uluslararası Hukuk Açıkça İhlal Ediliyor
Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, GKRY'nin 28 Haziran 2024 tarihinde aldığı kararların uluslararası hukuka aykırı olduğunun altı çizildi. Açıklamada, "GKRY'nin, Kıbrıs adasının tamamını temsil etme yetkisi bulunmamaktadır" ifadesine yer verilerek, bu tür tek yanlı girişimlerin bölgedeki gerilimi artırmaktan başka bir işe yaramayacağı belirtildi.
Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını göz ardı eden bu tür adımların, adadaki kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm arayışına zarar verdiği kaydedildi. Türkiye'nin, Kıbrıs Türk halkının haklarını her koşulda koruyacağı ve bu konudaki kararlılığının tam olduğu vurgulandı.
Türkiye'nin Tutumu Net ve Kararlı
Açıklamanın devamında, Türkiye'nin bölgedeki haklarını ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumak için gerekli tüm adımları atacağı tekrarlandı. Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının adil paylaşımı konusunda işbirliği çağrısı yapılırken, GKRY'nin kışkırtıcı eylemlerinden derhal vazgeçmesi istendi.
Dışişleri Bakanlığı, uluslararası toplumu da GKRY'nin bu hukuk dışı girişimlerine destek vermemeye ve bölgedeki barış ve istikrarı bozucu eylemlerden kaçınmaya davet etti. Türkiye'nin, Kıbrıs meselesinin çözümü için samimi ve yapıcı bir tutum sergilediği, ancak bu durumun haklarından taviz vereceği anlamına gelmediği belirtildi.
Sonuç ve Beklentiler
Bu gelişme, Doğu Akdeniz'deki gerilimin devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge hakları konusundaki tavrını net bir şekilde ortaya koyarken, GKRY'nin tek yanlı adımlarının kabul edilemez olduğunu tüm dünyaya duyurdu.
Bölgede kalıcı bir istikrarın sağlanabilmesi için, tüm tarafların uluslararası hukuka saygı göstermesi ve diyaloğa açık olması gerektiği bir kez daha anlaşıldı. Türkiye, bu çerçevede attığı adımlarla hem kendi haklarını hem de Kıbrıs Türklerinin geleceğini garanti altına almaya devam edecek.
