
Tam 51 yıl önce bugün, tarihin sayfalarına altın harflerle kazınan bir hamle yapıldı. Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın güvenliği için atılan bu adım, sadece bir askerî operasyon değil, aynı zamanda bir insanlık göreviydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu anlamlı günde dünyaya seslenirken kelimelerini özenle seçti.
"Artık Bu Oyuna Son Verilsin"
Erdoğan'ın konuşmasındaki o keskin vurgu, adeta uluslararası arenada yankılanacak türden: "KKTC'nin tanınmaması, dünya barışına yapılan en büyük kötülüklerden biridir." Peki neden hâlâ bu direnç? Neden bazı çevreler gerçekleri görmekte bu kadar zorlanıyor?
Şimdi bir düşünün: Yıllardır süren bu haksızlık, aslında küresel güçlerin ne kadar çifte standartlı davrandığının en açık göstergesi değil mi? Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı olmasaydı, bugün oradaki Türklerin hali nice olurdu acaba?
Tarihten Günümüze Yansıyan Gerçekler
- 1974'teki harekât, sadece askerî değil insanî bir zorunluluktu
- KKTC, tüm engellemelere rağmen ayakta kalmayı başardı
- Uluslararası toplumun ikiyüzlü tutumu hâlâ devam ediyor
Erdoğan'ın dediği gibi, "Kıbrıs meselesi bitmiş bir mesele değildir". Aslına bakarsanız, bu sadece Türkiye'nin değil, tüm bölgenin geleceğini ilgilendiren hayati bir konu. Rum tarafının uzlaşmaz tavrı, çözümün önündeki en büyük engel olarak duruyor.
Peki ya şimdi? Türkiye'nin buradaki kararlı duruşu, gelecek için ne ifade ediyor? Kıbrıs Türklerinin haklı davası, eninde sonunda tüm dünya tarafından kabul görecek. Çünkü haklı olan, er ya da geç kazanır...