Hayrabolu sokakları bugün farklı bir hüzünle uyandı. Sanki havada vatan sevgisinin ağır kokusu, bir o kadar da vedalaşmanın burukluğu vardı. Kimi zaman hayat böyle işte - bir kahramanı toprağa verirken hem gurur duyuyorsun hem de yüreğin sızlıyor.
Mustafa Yıldırım... Kıbrıs Barış Harekatı'nın o unutulmaz gazilerinden biriydi. 72 yaşına kadar taşıdığı o kutsal yara izleriyle, aslında hepimizin hafızasında yer etmiş bir isimdi. Perşembe günü hayata veda ettiğinde, arkasında sadece bir aile değil, minnettar bir millet bıraktı.
Törende Duygu Yüklü Anlar
Sabahın erken saatleri. Hayrabolu Merkez Camii'ne doğru akan insan seli. Her yaştan, her meslekten insan... Asker üniforması giyenler, sivil giyinenler, yaşlı gözlerle caminin avlusunu dolduranlar. Hepsinin ortak noktası: vefa.
Cenaze namazı öncesi konuşan Hayrabolu Müftüsü, "Vatan için canını ortaya koyan bu kahramanlar sayesinde bugün özgürce nefes alabiliyoruz" dediğinde, cemaatten yükselen 'amin' sesleri cami duvarlarında yankılandı. Öyle bir andı ki, tüyleriniz diken diken olmadan duramıyordunuz.
Askeri Törenle Son Yolculuk
Tabutu omuzlarda taşınırken, askerlerin selam duruşu görülmeye değerdi. O an, Mustafa amcanın -affedersiniz- Gazi Mustafa Yıldırım'ın hayatının son sahnesiydi belki, ama hatırasının sonsuza kadar yaşayacağının da garantisi gibiydi.
Askeri birliğin gönderdiği tim, tabutun etrafında adeta bir çelik halka oluşturmuştu. Her biri, kendilerinden önce bu vatan için mücadele eden bir büyüğüne son görevini yapmanın bilinciyle hareket ediyordu. Gözlerindeki kararlılık, yüzlerindeki hüzün... İnsanın içini burkan türden.
Aile mezarlığına doğru ilerleyen kortej, ilçenin ana caddelerinden geçerken, dükkanlarını kapatan esnaf da yola dökülmüştü. Trafik tamamen durmuş, herkes bu son vazifeyi yerine getirmenin sessizliği içindeydi. Kimi yaşlı bir teyze, penceresinden Türk bayrağı sallıyordu - belki de kendi oğlunu, belki kocasını kaybetmişliğin verdiği o derin anlayışla.
Bir Kahramanın Ardından
Mustafa Yıldırım'ın sevenleri, cenaze sonrasında anılarını paylaştılar. Komşusu Hasan Efendi, "Her 20 Temmuz'da bayrağını asar, gençlere Kıbrıs'ın önemini anlatırdı" diyor. Sanki her kelimesiyle, kaybımızın büyüklüğünü bir kez daha hatırlatıyor bize.
Hayrabolu Belediye Başkanı'nın dediği gibi: "Böyle insanlar bir daha gelmez aramıza." Ama biliyor musunuz? Aslında gelirler. İşte o yüzden her Mustafa Yıldırım'ı kaybettiğimizde, onun bıraktığı mirası taşıyacak yeni nesillere olan inancımız bir kat daha artıyor.
Toprak sana mekan, cennet sana yurt olsun gaziim. Senin gibi kahramanlar sayesinde, bu vatanın her karış toprağında özgürce yaşamaya devam edeceğiz.
