KKTC Seçimleri için Ankara'dan Kritik Açıklama: 'Meşruiyetini Kayıtsız Şartsız Destekliyoruz'
KKTC Seçimleri için Ankara'dan Kritik Açıklama

Ankara'dan gelen ses, Kıbrıs'ın kuzeyindeki demokratik sürece dair tüm soru işaretlerini adeta bir rüzgâr gibi dağıttı. Dışişleri Bakanlığı, dün akşam saatlerinde yayınladığı o resmi açıklamayla -neredeyse her kelimesi özenle seçilmiş- Türkiye'nin pozisyonunu bir kez daha netleştirdi.

KKTC'de düzenlenen genel seçimler... Aslında sadece bir sandık meselesi değil, bütün bir halkın kaderini çizen demokratik bir tercih. Ve Türkiye, bu tercihin arkasında dimdik duruyor. Açıklamada vurgulanan o önemli detayı atlamamak lazım: "Kıbrıs Türk halkının demokratik iradesi ve seçimlerle oluşacak iradenin meşruiyetini kayıtsız şartsız destekliyoruz." Kayıtsız şartsız - bu iki kelime, sanırım her şeyi anlatmaya yetiyor.

Uluslararası Topluma Çağrı

Peki ya diğerleri? Dünya bu gelişmeleri nasıl okuyor? İşte tam da bu noktada Ankara'dan gelen mesaj çok daha geniş ufuklara yelken açıyor. Dışişleri'nin o sakin ama kararlı üslubuyla yaptığı çağrıda, uluslararası toplumun da bu sürece aynı perspektiften bakması isteniyor.

Şöyle diyor açıklamada: "KKTC'de düzenlenen genel seçimlerin demokratik, adil ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesini takdirle karşılıyoruz." Takdirle karşılıyoruz - bu ifade, sıradan bir diplomatik nezaketin çok ötesinde anlamlar taşıyor bence.

Neden Bu Kadar Önemli?

Kıbrıs meselesi - yıllardır çözüm bekleyen o kadim dava - aslında sadece siyasi değil, aynı zamanda insani bir mesele. Ada'nın kuzeyinde yaşayan Türklerin kendi kaderlerini tayin hakkı... İşte bütün mesele bu. Türkiye'nin bu son açıklaması da tam olarak bu hakkın yanında olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Ve şunu da eklemeden geçmeyelim: Bu destek, günübirlik bir siyasi pozisyondan çok daha derinlere uzanıyor. Tarihsel bağlar, kültürel ortaklıklar ve -daha da önemlisi- aynı denizi paylaşan iki halkın kader birliği.

Sonuç olarak, Dışişleri'nin bu açıklaması sadece basit bir seçim mesajı değil. Türkiye'nin Kıbrıs politikasının temel taşlarından birini oluşturuyor. Ve sanırım bu taş, oldukça sağlam bir zemine oturmuş durumda.