
Lefkoşa'nın kalbinde bugün tarihi bir an yaşandı. Adanın iki yakasını birleştiren umut köprüsü, bir kez daha güçlendi. Türk ve Rum toplumlarının temsilcileri, barışın sesini yükseltmek için bir araya geldi. Kimilerine göre bu, sıradan bir buluşmaydı; ancak orada olanlar, atmosferin elektriğini hissediyordu.
Barışın Renkleri Lefkoşa'da Buluştu
Sabahın erken saatlerinde başlayan hazırlıklar, öğlene doğru meyvesini verdi. Şehrin simge meydanlarından birinde toplanan kalabalık, renkli kıyafetleriyle adeta bir mozaik oluşturuyordu. "Artık yeter!" diyenlerin sayısı hiç de az değildi. Öyle ki, 80'li yılları hatırlatan bazı pankartlar, geçmişin acılarını unutmamanın önemine vurgu yapıyordu.
Etkinlikte konuşan Kıbrıs Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı, "Biz aynı denizin balıklarıyız" metaforunu kullanırken, Rum tarafından katılan bir genç aktivist ise "Bölünmüşlük artık modası geçmiş bir fikir" diyerek alkış topladı. İnsanların gözlerindeki umut parlıyordu âdeta.
Çocuklar Ellerini Uzattı
En etkileyici anlardan biri, iki toplumun çocuklarının birlikte oynadığı oyunlardı. Yıllardır süren gerilimlerin gölgesinde büyüyen bu minikler, hiçbir ayrım yapmadan kaynaşıyordu. Bir anne, "Bizim kuşağımızın yapamadığını onlar başaracak" derken sesi titriyordu. Yanındaki Rum komşusu ise ona sarılmakta tereddüt etmedi.
Öğleden sonra başlayan konserler ve sanat performansları, günü adeta bir şölene dönüştürdü. Türkçe ve Rumca şarkıların birbirine karıştığı anlar, katılımcıların yüzünde gülümsemeler bırakıyordu. Kim bilir, belki de bu küçük adımlar, büyük değişimlerin habercisiydi.
Akşamüzeri dağılan kalabalık, evlerine umutla dönüyordu. Lefkoşa'nın dar sokaklarında yankılanan "birlik" sloganları, belki de yarınlara dair bir işaretti. Uzmanlara göre bu tür sivil inisiyatifler, resmi müzakerelerin önünü açabilir. Tabii eğer siyasi irade de aynı yönde hareket ederse...