Görev başındaki her Türk yetkili gibi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran'ın da dilinden düşürmediği bir mesele var: Kıbrıs. Bu konuda adeta duvarlara çivi gibi sağlam duruşlarıyla biliniyorlar. Neredeyse her fırsatta, 'Biz buradayız ve buradayız' dercesine vurguluyorlar desteklerini.
Duran'ın son açıklamaları ise -biraz da beklenildiği üzere- oldukça net ve tavizsizdi. Şöyle ki, Türkiye'nin Kıbrıs Türklerinin yanında olmaya devam edeceğini, bu desteğin asla azalmayacağını belirtti. Hani şu 'olmazsa olmaz' dediğimiz türden bir taahhüt yani.
Dış Politikada Değişmeyen Tek Şey
Aslında düşününce... Dünya siyaseti fırtınalar içinde yüzerken, Türkiye'nin Kıbrıs politikası adeta bir deniz feneri gibi sabit duruyor. Kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin, bu dosya hiç kapanmıyor. Duran da tam bu noktada, 'haklı davadan asla vazgeçmeyeceğiz' diyerek tarihi bir gerçeğin altını çizdi.
Peki neden bu kadar önemli? Çünkü Kıbrıs meselesi sadece bir toprak anlaşmazlığı değil - aynı zamanda bir kimlik, bir varoluş mücadelesi. Türkiye için ise bu, stratejik öneminin yanı sıra gönül bağı olan bir mesele.
Duran'ın Sözleri Ne Anlama Geliyor?
İletişim Başkanı'nın açıklamalarını dinlerken şunu fark ettim: Kullandığı dil oldukça güçlü ve kararlı. 'Devam edeceğiz' vurgusu, geçici bir politikadan ziyade kalıcı bir devlet aklını yansıtıyor. Sanki 'biz bu yola çıktık ve sonuna kadar gideceğiz' der gibi.
Belki de en çarpıcı olanı, bu desteğin koşulsuz oluşu. Zaman zaman uluslararası arenada eleştirilere maruz kalsalar da, Türkiye'nin Kıbrıs Türklerine olan desteği hiç sarsılmadı. Duran'ın sözleri de bu anlamda bir güvence niteliği taşıyor.
Şu kesin ki: Kıbrıs konusunda Türkiye'nin tutumu değişmeyecek. Tıpkı Akdeniz'in mavi suları gibi, bu politika da derin ve istikrarlı. Duran'ın açıklamaları da bunun en son kanıtıydı adeta.
