Hava sanki tarihi bir anı kaydetmek için özel olarak düzenlenmişti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bugün adeta bir komşuya yapılan samimi bir ziyaret havasında, ama aslında diplomatik açıdan oldukça önemli bir görevi yerine getirmek üzere KKTC topraklarına ayak bastı. Sanki her adımı, iki ülke arasındaki o görünmez bağları biraz daha güçlendiriyordu.
Erenköy'deki şehitliği ziyareti ise –insanın içini burkan bir an– ilişkilerin sadece siyasi boyutunu değil, aynı zamanda insani ve tarihsel derinliğini de gözler önüne serdi. Orada tek bir kelime etmeden, sadece bir dakikalık saygı duruşuyla aslında ne çok şey anlattığını düşünüyorum.
Masada Neler Konuşuldu?
Görüşmelerde gündem oldukça yoğundu. Ekonomik iş birliği, enerji, güvenlik... Bütün bu konular masaya yatırılırken, Yılmaz'ın şu sözleri her şeyi özetler nitelikteydi: "Türkiye olarak KKTC'nin her zaman yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz." Bu cümle, belki de binlerce sayfalık anlaşmadan daha değerliydi.
KKTC Başbakanı Ünal Üstel de aynı minvalde karşılık verdi. İki liderin aynı dili konuştuğu –hem gerçek hem de mecazi anlamda– açıktı. Üstel'in "kardeşlik bağları" vurgusu, ilişkilerin sıcaklığını gösteren en net işaretti.
Peki Ya Sonra?
Ziyaretin devamında neler oldu dersiniz? Protokol görüşmeleri, resmi yemekler ve belki de kameraların görmediği, kayıtlara geçmeyen samimi sohbetler... İşte asıl meseleler bazen o sohbetlerde çözülür. Yılmaz'ın bu ziyareti, iki ülke arasındaki diyaloğun sadece bir başlangıcı olarak görülüyor. Arkası gelecek mi? Sanırım evet.
Sonuç olarak, bugünkü buluşma sıradan bir diplomatik temasın çok ötesine geçti. Hem sembolik hem de somut adımların atıldığı, ilişkilerin bir kez daha tazelendiği bir gün oldu. İzlemeye değer!
