İBB'de 80 Milyarlık Kaçak Hafriyat Skandalı: Çevre Katliamı
İBB'de 80 milyarlık kaçak hafriyat skandalı

İBB'de Dev Kaçak Hafriyat Operasyonu: 80 Milyar TL Kamu Zararı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) ortaya çıkan kaçak hafriyat skandalının boyutları gözler önüne serildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre, 'İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü' adı verilen yapılanmanın 80 milyar TL kamu zararı oluşturduğu belirlendi.

Ormanlık Alanlar Göz Göre Göre Tahrip Edildi

İddianamede yer alan bilgilere göre, Cebeci'deki ormanlık alanın gözle görülecek şekilde tahrip edildiği tespit edildi. Uydu görüntüleriyle desteklenen analizler, özellikle Güney Cebeci Maden Sahası'nda hiçbir izin olmamasına rağmen yoğun hafriyat dökümü yapıldığını ortaya koydu.

Suç örgütü üyelerinin bölgeyi yaya yolu gibi göstererek faaliyetlerini gizlemeye çalıştığı, ancak ormanlık alanlarda çıplak gözle dahi görülebilecek düzeyde tahribatın meydana geldiği ifade edildi. Maden sahalarının işlevsiz hale getirildiği ve bölgede yol inşasına dair herhangi bir iz bulunmadığı kaydedildi.

185 Milyon Ton Kaçak Malzeme ve Manipülasyon

Skandalın boyutları rakamlarla şöyle ortaya kondu: 185 milyon 877 bin 621 ton izinsiz hafriyat dökümü gerçekleştirildi. Bu faaliyetler sonucunda 31 milyar TL suç geliri elde edilirken, 80 milyar TL kamu zararı oluştu.

İddianameye göre, 2019'dan itibaren Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla hareket ettikleri öne sürülen isimler, resmi yetkileri olmayan kişileri İBB adına hareket ediyormuş gibi göstererek maden alanlarını baskı ve tehditle satın almaya çalıştı.

İdari Manipülasyon ve Algı Operasyonu

2021 sonrası süreçte ise İSTAÇ bünyesinde olması gereken resmi hafriyat alanlarının devre dışı bırakıldığı, bunun yerine Kuzey ve Güney Cebeci maden sahalarının kaçak hafriyat alanı olarak kullanıldığı belirtildi.

Hafriyat gelirlerinin şüpheli Murat Gülibrahimoğlu'na ait şirketlere aktarıldığı öne sürüldü. İSTAÇ ve İSFALT üzerinden yapılan danışmanlık ve proje sözleşmeleriyle 'kamu zararı oluşmuyor' algısı yaratılmaya çalışıldığı, ancak faaliyetlerin tamamının yasal izinlerin dışında gerçekleştiği ifade edildi.

İddianamede, tüm bu sürecin Murat Gülibrahimoğlu koordinasyonunda yürütüldüğü ve organize bir şekilde yürütülen kaçak hafriyat sisteminin çevre katliamı boyutuna ulaştığı vurgulandı.