İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 402 şüpheli hakkında hazırlanan çıkar amaçlı suç örgütü iddianamesi, her geçen gün yeni şok detayları ortaya çıkarıyor. 3 bin 809 sayfalık iddianamede, 161 milyar liralık kamu zararı oluştuğu belirtilirken, 143 ayrı eylem tek tek sıralanıyor.
Mal Beyanında Gizlenen Lüks Villalar
İddianamenin dikkat çeken detaylarından biri, Ekrem İmamoğlu'nun "Her şeyim şeffaf" diyerek kamuoyuna açıkladığı mal bildirim beyanında yer almayan lüks taşınmazlar oldu. Sarıyer Emirgan'da bulunan ve toplam değeri yaklaşık 1.5 milyar TL (50 milyon dolar) olan 3 ayrı lüks villa, iddianamede geniş yer buldu. İddiaya göre, İmamoğlu'nun bu villaları nasıl satın aldığına dair tatmin edici bir açıklaması bulunmuyor.
Örgütün Para Aklama Mekanizması
İddianamede, kamu ihalelerinden usulsüz bir şekilde elde edilen gelirlerin meşrulaştırılması (aklanması) için çeşitli yöntemler kullanıldığı öne sürülüyor. Bu yöntemlerden birinin de lüks villaların devri olduğu belirtiliyor. Söz konusu villaların, usulsüz bir biçimde İmamoğlu İnşaat'a devredildiği iddia ediliyor.
Suçtan elde edilen gelirlerin sisteme sokulması sürecinde, şüpheli Ali Nuhoğlu'nun sahibi olduğu göstermelik şirketlerin aracı olarak kullanıldığı kaydediliyor. Bu şirketler aracılığıyla paranın aklandığı ve nihayetinde taşınmaz alımı yoluyla legal ekonomiye dahil edildiği öne sürülüyor.
Ali Nuhoğlu'nun Şaşırtan Zenginleşme Hikayesi
İddianamede, örgütün aktif bir üyesi olduğu vurgulanan Ali Nuhoğlu'nun talimatlar doğrultusunda hareket ettiği belirtiliyor. Nuhoğlu'nun, kamu ihalelerinden elde edilen gelirlerin yönlendirilmesi ve suç kaynaklı mal varlığının meşrulaştırılmasında aktif rol oynadığı iddia ediliyor.
Nuhoğlu'nun zenginleşme süreci ise iddianamede dikkat çekici bir şekilde yer alıyor. Sahibi olduğu Nuhoğlu İnşaat'ın, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararıyla 5 Ekim 2018 tarihinde konkordato ilan ettiği bilgisi paylaşılıyor. Şirketin iflasın eşiğinde olduğu bir dönemde, Nuhoğlu'nun örgüt içindeki usulsüz ihaleler sayesinde kısa sürede ciddi bir servet edindiği ve ekonomik durumunu kökten değiştirdiği öne sürülüyor.
Bu iddialar, yargılama süreci devam ederken siyasi ve hukuki arenada büyük yankı uyandırmaya devam ediyor.