Usta oyuncu Hülya Koçyiğit'in TRT 2 ekranlarında yayınlanan 'Film Gibi Hayatlar' programının son konuğu, deneyimli oyuncu ve model Arzum Onan oldu. Programda samimi açıklamalarda bulunan Onan, çocukluk anılarından kariyerine, sanata bakışından günümüzün en çok tartışılan konularından biri olan sosyal medya ve güzellik algısına kadar pek çok önemli konuya değindi.
Ankara'dan İstanbul'a: Bir Çocuğun Yalnızlık Hikayesi
Ankara'da dünyaya gelen Arzum Onan, programda çocukluk yıllarına dair duygularını paylaştı. "Boynunda anahtarıyla büyüyen bir çocuktum" diyerek erken yaşta ev sorumluluğu almak zorunda kaldığını ifade etti. Annemin çalışması nedeniyle sorumluluklarım erken başladı, zaten sakin bir çocuktum dedi. Ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındıklarında ise hissettiği en baskın duygunun yalnızlık olduğunu, çünkü tüm akrabalarının Ankara'da kaldığını belirtti.
Mimar olmak gibi bir çocukluk hayali olduğunu ancak hayatın onu farklı yönlere çevirdiğini söyleyen Onan, hayat felsefesini şu sözlerle özetledi: "Hayatımızın her dönemi için bu geçerli, bir şeyi çok istiyorsak ve olmuyorsa, hayatımızda mutlaka başka kapılar açılıyor. Onda bir hayır olduğuna inanıyorum."
Sosyal Medya ve 'Tek Tip' Güzellik Eleştirisi
Programın en dikkat çeken bölümlerinden biri, Arzum Onan'ın günümüz güzellik algısı ve sosyal medyanın rolüne dair yaptığı çarpıcı yorumlar oldu. Onan, güzelliğin bir form değil bir 'hal' olduğunu vurgulayarak, "Bir insana güzel demek için haline, tavrına, kararlarına, seçimlerine, her şeyine bakmak gerek" dedi.
Günümüzdeki tek tipleşen güzellik anlayışında sosyal medyanın büyük etkisi olduğunu savunan Onan, bu durumun gençler üzerindeki etkilerini şu sözlerle eleştirdi: "Genç kızları çok olumsuz etkilediğini ve özgüvenlerini zedelediğini düşünüyorum. Bir performans yarıştırma hali gözlemliyorum. Filtreler, inceltilmiş bedenlerle gerçekçi de değiller. Bu çok büyük bir baskı oluşturuyor ve doğal değil, doğru bulmuyorum."
Heykeltıraşlık Tutkusu ve Set Özlemi
Modellik ve oyunculuğun yanı sıra heykeltıraşlıkla da uğraşan Arzum Onan, bu sanat dalıyla tanışma sürecinden ve tutkusundan bahsetti. Toplumsal olaylardan etkilenmemek mümkün olmadığını, bu etkileri masaya yatırıp üç boyuta dökebilmenin ve insanlara aktarabilmenin bir sanatçı için en büyük arzu olduğunu söyledi. "Sanatın da en az sevgi kadar iyileştirici bir gücü var" diyen Onan'ın en büyük dileklerinden biri de heykellerinin ileride meydanlarda sergilenmesi.
Uzun bir aranın ardından 'Bi' Umut' filmiyle yeniden seyirci karşısına çıkan sanatçı, sete ve kamera önüne olan özlemini de dile getirdi. "İyi ki dedim. Sette olmak çok güzel bir duygu. Kamera önünde olmaktan çok, sette olmayı özlemişim" açıklamasını yapan Onan, sahnesi olmadığı zamanlarda bile kurabiye yapıp sete giderek bu atmosferi soluduğunu anlattı.
Arzum Onan'ın bu samimi ve düşündürücü söyleşisi, 27 Aralık 2025 tarihinde yayınlanan 'Film Gibi Hayatlar' programında izleyiciyle buluştu.