
Kim derdi ki Türkiye'nin göbeğinde, Avrupa'nın o meşhur havasını soluyabileceğiniz bir saklı cennet olduğunu? İşte o şehir, her adımda sizi büyüleyen sokaklarıyla tam bir görsel şölen sunuyor.
Burası öyle bir yer ki, ilk bakışta kendinizi İtalya'nın daracık sokaklarında ya da Fransa'nın şık kafelerinde sanabilirsiniz. Taş döşeli yollar, rengarenk boyalı evler ve asırlık çınarların gölgesinde dinlenen insanlar... Hepsi bu şehrin büyüsünün bir parçası.
Mimari Harikalar Diyarı
Şehrin her köşesi adeta bir açık hava müzesi gibi. Osmanlı'nın zarif konakları, Rum mimarisinin izlerini taşıyan taş evler ve modern dokunuşlarla yenilenmiş binalar bir arada uyum içinde yaşıyor. Kimi sokaklar o kadar dar ki, komşular pencereden birbirlerine kahve uzatabiliyor!
Özellikle tarihi çarşısı, ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Dükkan sahiplerinin misafirperverliği ve el emeği ürünlerin çeşitliliği göz dolduruyor. Burada bir fincan Türk kahvesi içmeden dönmek olmaz.
Doğa ile İç İçe Bir Yaşam
Şehir merkezinden sadece 10 dakika uzaklıkta kendinizi yemyeşil ormanlarda bulabilirsiniz. Tertemiz havası ve berrak dereleriyle doğaseverler için tam bir cennet. Hafta sonları yerel halkın piknik yaptığı bu alanlar, şehrin stresinden uzaklaşmak isteyenler için ideal.
Son yıllarda artan turist ilgisiyle birlikte butik oteller ve şirin kafeler de çoğalmış. Ancak şehir, tüm bu gelişmelere rağmen otantik karakterini korumayı başarmış. Belki de en çok bu yüzden ziyaretçilerin kalbinde özel bir yer ediniyor.
Gezginlerin yorumlarına bakılırsa, bu şehir Türkiye'nin en iyi saklı hazinelerinden biri. Siz de rotanızı bu yöne çevirirseniz, Avrupa havasını solurken aynı zamanda Türk misafirperverliğinin tadını çıkarabilirsiniz.