Anadolu'da Bir İlk: Perre Antik Kenti'nde Kadim Mısır Tanrısı Pataikos'un Heykelcikleri Ortaya Çıktı!
Anadolu'da İlk: Eski Mısır Tanrısı Pataikos Bulundu

Adıyaman'ın göbeğinde, tarihin derinliklerine inen arkeologlar, kelimenin tam anlamıyla göz kamaştırıcı bir sürprizle karşılaştı. Perre Antik Kenti, sessizliğini binlerce yıl sonra bozan inanılmaz bir hikâyeyi anlatmaya hazırlanıyor.

Kazı başkanı Doç. Dr. Kahraman'in sesindeki heyecanı duyabilirdiniz. "Böyle bir şey beklemiyorduk," diyor, "Anadolu'da daha önce hiç kaydı geçmemişti." İşte o an: toprağın altından, kadim Mısır'ın koruyucu tanrısı Pataikos'un minyatür heykelcikleri çıktı. Cüce formundaki bu tanrı, Nil'in bereketinden binlerce kilometre öteye, Mezopotamya'nın sınırlarına kadar nasıl gelmişti?

Bir Ticaret Yolu Hikâyesi mi?

Bu küçük heykelcikler, sadece birer nesne değil. Onlar, antik dünyanın nefes kesici derecede karmaşık ilişkiler ağının sessiz tanıkları. Uzmanlar, bu buluntunun o dönemdeki canlı ticaret rotalarının ve kültürler arası etkileşimin çarpıcı bir kanıtı olduğunu düşünüyor. Mısır'dan Anadolu'ya uzanan bir yolculuk… İnsan hâlâ hayret ediyor!

Peki kimdi bu Pataikos? Mısır mitolojisinde, özellikle denizciler ve tüccarlar arasında popüler bir koruyucu figür. Zehirlere ve kötü ruhlara karşı bir kalkan olduğuna inanılırdı. Belki de yanında taşıyan bir tüccar, uzun ve tehlikeli yolculuğunda ona güveniyordu. Kim bilir?

Heykeller ve Şehrin Gizemi

Keşfedilen alan, kentin nekropolü yani antik mezarlığı. Buluntular, seramikler ve sikkelerle birlikte değerlendirildiğinde, Roma İmparatorluğu'nun o görkemli dönemine, MS 2. ila 3. yüzyıla tarihlendiriliyor. Perre, o zamanlar nasıl bir yerdi acaba? Hareketli bir ticaret merkezi mi, yoksa farklı kültürlerin buluştuğu bir kavşak mı?

Bu keşif, sadece arkeoloji dünyasını değil, tarihe meraklı herkesi derinden etkileyecek cinsten. Adıyaman Müze Müdürlüğü'nün özverili çalışmaları olmasaydı, bu hazine belki de sonsuza kadar toprağın altında kalacaktı. Şimdi ise önümüzde, yeniden yazılmayı bekleyen sayfalar var.

Sonuç olarak, Perre Antik Kenti bize şunu fısıldıyor: Anadolu, altında hâlà keşfedilmeyi bekleyen sayısız sır barındıran, yaşayan bir tarih kitabı. Ve her yeni buluntu, bu kitabın unutulmuş bir satırını okuyarak geçmişle aramızdaki bağı güçlendiriyor. Sıradaki sürpriz ne olacak, hep birlikte göreceğiz.