
Antalya'nın gözbebeği Arkeoloji Müzesi, beklenmedik bir şekilde kaderine terk edilmiş durumda. Adeta bir zaman bombası gibi sessizce çürüyor ve yetkililerin acil müdahalesini bekliyor.
Yapılan son incelemeler, durumun vahametini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Uzmanların deyimiyle, "üflenince yıkılacak" kadar kötü durumda olan müze binası, içinde barındırdığı paha biçilmez tarihi eserleri bile korumaktan aciz.
Çürümüş Taşıyıcı Sistem ve Tehlike Çanları
Müzenin taşıyıcı sistemindeki çürüme o kadar ileri seviyede ki, restorasyon artık bir lüks değil, zorunluluk haline gelmiş. Yetkililer, bu durumu görmezden gelmenin bedelinin ağır olacağı konusunda uyarıyor.
Binlerce yıllık tarihi eserlere ev sahipliği yapan bu müze, şimdi kendi varlığını sürdürmek için mücadele veriyor. Durum içler acısı gerçekten de.
Neden Bu Kadar Geç Kalındı?
Asıl soru şu: Böylesine değerli bir kültür hazinesi nasıl oldu da bu kadar ihmal edilebildi? Müze yönetimi ve ilgili bakanlıkların konuya daha duyarlı yaklaşması gerekiyordu aslında.
Zamanında alınmayan önlemler, bugün çok daha büyük maliyetlerle karşı karşıya kalınmasına neden oldu. Üstelik sadece maddi kayıp değil söz konusu olan; tarihimize sahip çıkmakla ilgili bir onur meselesi bu.
Çözüm Önerileri ve Acil Eylem Planı
- Acilen kapsamlı bir restorasyon projesi başlatılmalı
- Eserler geçici olarak güvenli alanlara taşınmalı
- Uzman ekiplerle detaylı hasar tespiti yapılmalı
- Bütçe ayrılması için hızla harekete geçilmeli
Antalya Arkeoloji Müzesi'nin bu durumu, aslında tüm ülkedeki kültürel mirasımızın ne kadar savunmasız olduğunu da gözler önüne seriyor. Belki de bu olay, diğer müzelerimiz için de bir uyanış çağrısı olur.
Umarım yetkililer bu acil duruma kayıtsız kalmaz ve gerekeni en kısa sürede yapar. Yoksa geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanabilir - ki bunun vebali hiçbirimizin omuzlarında taşıyamayacağı kadar ağır olur.