Heyecan dorukta! Göbeklitepe'de beklenen haber nihayet geldi. Tarihin sıfır noktası olarak anılan bu eşsiz mekanda, yepyeni bir kazı alanı kapılarını ziyaretçilere açmaya hazırlanıyor. İnsanlık tarihine dair bildiğimiz her şeyi altüst eden bu antik bölge, şimdi yeni sırlarıyla gün yüzüne çıkıyor.
Şanlıurfa'da bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe, gerçekten de benzersiz bir yer. Düşünsenize, tam 12 bin yıllık geçmişiyle adeta zamanın tanığı gibi duruyor karşımızda. Ve şimdi... Şimdi yeni bir sayfa açılıyor.
Arkeoloji Dünyasını Sarsacak Gelişme
Yaklaşık bir yıldır devam eden hummalı çalışmalar sonucunda, mevcut kazı alanlarının hemen yanı başında yeni bir bölüm daha ziyarete hazır hale getirildi. Bu alanın en çarpıcı yanı ise -inanması güç ama- daha önce hiç görülmemiş anıtsal yapılar içermesi. T biçimli dikilitaşlar, gizemli semboller ve olağanüstü kabartmalar... Hepsi meraklı gözlerle buluşmayı bekliyor.
Kazı başkanı Prof. Dr. Necmi Karul'un dediğine göre, bu yeni alan bize neolitik dönem hakkında tamamen yeni bilgiler sunacakmış. "Her kazdığımızda şaşırıyoruz" diyor heyecanla. Haklı da - kim bilebilirdi ki bu kadar karmaşık bir yerleşimin o dönemde var olduğunu?
Ziyaretçiler İçin Neler Değişecek?
Öncelikle şunu söyleyelim: Artık çok daha fazlasını görebileceksiniz. Yeni açılacak bölümle birlikte ziyaret rotası genişliyor, gezi süresi uzuyor ve -en önemlisi- tarihe tanıklık etme deneyiminiz katlanıyor. Üstelik özel yürüyüş yolları ve seyir terasları sayesinde her açıdan muhteşem fotoğraflar çekebileceksiniz.
Göbeklitepe'ye gitmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, oradayken insan tuhaf duygulara kapılıyor. O devasa taşların arasında dolaşırken, binlerce yıl önce yaşamış atalarımızın ne hissettiğini, ne düşündüğünü merak etmeden edemiyorsunuz. Ve şimdi bu deneyim daha da derinleşecek.
Neden Bu Kadar Önemli?
Şöyle açıklayayım: Geleneksel tarih anlayışına göre, insanlar önce tarımı öğrendi, sonra yerleşik hayata geçti, en son da tapınaklar inşa etti. Ama Göbeklitepe tüm bu sıralamayı altüst etti. Burada, avcı-toplayıcı toplumların inanılmaz derecede sofistike tapınaklar inşa ettiğini görüyoruz. Yani demem o ki, belki de her şeyi yanlış biliyorduk!
Yeni kazı alanının açılmasıyla birlikte, bu gizemli puzzle'ın kayıp parçalarını bulmaya bir adım daha yaklaşıyoruz. Kim bilir, belki de insanlık tarihini yeniden yazmamız gerekecek. Heyecan verici değil mi?
Son bir not: Gitmeyi planlıyorsanız, yanınıza rahat ayakkabılar almayı ve bol bol su götürmeyi unutmayın. Orada hissedeceğiniz duygular karşısında -inanın- hazırlıklı olmakta fayda var.