Manisa'da, adeta zamanın unuttuğu bir hazine gibi duran Aigai Antik Kenti, arkeologlara yine nefes kesici sırlarını fısıldadı. Yunusemre ilçesindeki bu kadim yerleşimde yürütülen kazı çalışmaları, inanılmaz bir gerçeği gün yüzüne çıkardı: Burası sadece bir antik kent değil, aynı zamanda 2700 yıl öncesine dayanan bir çam üretim merkeziymiş!
Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin'in heyecanla anlattığına göre, bu yılki çalışmalarda antik kentin endüstriyel kimliğine dair çarpıcı kanıtlar ele geçirilmiş. "Burası öyle sıradan bir yer değil" diyor Sezgin, sesindeki coşkuyu gizleyemeyerek. "Aigai, adeta antik dönemin bir endüstri üssü gibi çalışmış."
Zamanın Tozlu Sayfalarında Saklı Kalmış Bir Gerçek
İşin en şaşırtıcı yanı? Bugüne kadar Aigai'nin genellikle tarım ve hayvancılıkla anıldığını düşünürdük. Meğer hepimiz yanılmışız! Kazılarda ortaya çıkan çam ağacı kalıntıları ve üretim izleri, bu antik kentin aynı zamanda önemli bir çam üretim merkezi olduğunu gözler önüne seriyor.
Sezgin'in dediğine göre, buluntular o kadar net ki, neredeyse 2700 yıl öncesinin çam işçilerinin çekiç seslerini duyar gibi oluyorsunuz. "Bölgede yoğun olarak çam ağacı kalıntılarına rastladık" diye açıklıyor. "Bu da bize antik dönemde burada ciddi bir çam üretimi yapıldığını gösteriyor."
Peki Neden Önemli Bu Kadar?
Aslında her şey bir puzzle'ın kayıp parçalarını bulmak gibi. Aigai, 'Hera'nın Şehri' olarak biliniyor - Yunan mitolojisinde tanrıların kraliçesi olan Hera'nın. Ve şimdi, bu kutsal şehrin sadece dini değil, aynı zamanda endüstriyel bir merkez olduğunu öğrenmek, tarih kitaplarını baştan yazdırabilir nitelikte.
Arkeologlar şimdi şu sorunun peşinde: Acaba burada üretilen çamlar nerelerde kullanılıyordu? Gemi yapımında mı? Mimari yapılarda mı? Yoksa günlük eşyaların üretiminde mi? Cevaplar, kentin topraklarında saklı olabilir.
Kazılar devam ettikçe, Aigai'nin sırları da bir bir açığa çıkıyor. Kim bilir, belki de önümüzdeki günlerde bu antik endüstri merkezine dair daha şaşırtıcı keşiflerle karşılaşırız. Tarih, sandığımızdan çok daha karmaşık ve bir o kadar da büyüleyici değil mi?
