Topkapı Sarayı'nın Kedi Kapısı Restore Edildi: Mülayim'in Torunu Şerbet'in Yeni Yuvası
Topkapı Sarayı'nın Tarihi Kedi Kapısı Yenilendi

Topkapı Sarayı'nın Harem bölümünde bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun hayvan sevgisinin simgesi olan tarihi kedi kapısı, kapsamlı bir restorasyon çalışmasının ardından yeniden hayat buldu. Karaağalar Koğuşu restorasyonu kapsamında aslına uygun olarak yenilenen bu minik geçit, sarayın günümüzdeki dört ayaklı sakinleri için yeniden bir konfor ve geçiş noktası haline geldi.

Osmanlı Şefkatinin Mimari İzleri

Yüzyıllar boyunca saray yaşamının sessiz tanıkları olan kediler için özel olarak tasarlanan bu kapı, Osmanlı'nın tüm canlılara gösterdiği saygı ve şefkatin en somut örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Kapı, Harem'in taş zeminlerinden, geçmişte Darüssaade Ağaları gibi yüksek rütbeli görevlilerin kullandığı Karaağalar Koğuşu'na açılıyor. Restorasyon, bu benzersiz mimari detayı orijinal haline kavuşturarak, geçmişle bugün arasında yeniden bir köprü kurmayı başardı.

Şerbet, Dedesinin İzinde

Restorasyonun tamamlanmasıyla birlikte, sarayda uzun yıllar yaşayan ve üç yıldır kayıp olan efsanevi kedi Mülayim'in torunu Şerbet, bu tarihi geçidin yeni baş kahramanı oldu. Şerbet ve arkadaşları, tıpkı dedeleri Mülayim ve onun öncüllerinin yüzyıllar önce yaptığı gibi, şimdi bu küçük kapıdan geçerek sarayın farklı köşelerini keşfediyor. Bu durum, saraydaki kedi geleneğinin nesiller boyu nasıl sürdüğünün de canlı bir kanıtı niteliğinde.

Tarihi Dokunun Canlanan Parçası

Proje, sadece fiziksel bir onarım değil, aynı zamanda bir yaşam alanının ihyası olarak değerlendiriliyor. 28 Aralık 2025 tarihinde tamamlanan çalışmalar sayesinde, saray kedilerinin yaşam kalitesi artarken, ziyaretçiler de Osmanlı'nın hayvanlara verdiği değeri gösteren bu nadide detayı görme fırsatı buluyor. Kedilerin sessiz adımlarının tarihi koridorlarda yeniden yankılanması, Topkapı Sarayı'nın canlı tarihini tamamlıyor.

Topkapı Sarayı'nın bu özel sakinleri, restore edilen kedi kapısı sayesinde hem güvenli bir geçiş rotasına kavuştu hem de Osmanlı'dan günümüze uzanan sıra dışı bir mirasın yaşayan temsilcileri olmaya devam ediyor. Bu minik kapı, büyük bir imparatorluğun merhamet anlayışını bugüne taşıyan en sevimli anıtlardan biri olarak varlığını sürdürecek.